DEVAM: 10- CÜNÜPLÜK
GUSLÜNDE KULLANILMASI MÜSTEHAP OLAN SU MiKTARl, ERKEK VE KADININ AYNI KAPTA VE
AYNI DURUMDA GUSLETMESİ iLE ONLARDAN BİRİNİN DİĞERİNİN ARTlĞI iLE GUSLETMESİ
BABI
52 - (326) وحدثنا
أبو كامل
الجحدري
وعمرو بن علي.
كلاهما عن بشر
بن المفضل.
قال أبو كامل:
حدثنا بشر.
حدثنا أبو
ريحانة عن
سفينة؛ قال:
كان
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم يغسله
الصاع، من
الماء، من
الجنابة.
ويوضؤه المد.
[:-736-:] Bize Ebu Kamil el-Cahderi ve Amr b. Ali her ikisi Bişr b.
el-Mufaddal'dan tahdis etti. Ebu Kamil: Bize Bişr tahdis etti, dedi. Bize Ebu
Reyhane, Sefine' den şöyle
dediğini tahdis etti:
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'e cünüplükten gusletmek için bir sa' su, abdest alması için
de bir mudd yeterdi.
Diğer tahric: Tirmizi,
56; İbn Mace, 267
NEVEVİ ŞERHİ (734-736): (734) "Abdullah b.
Abdullah b. Cebr" diğer (735) rivayette "İbn Cebr" denilmiştir,
her ikisi de sahihtir. Ancak bazı imamlar onun böyle demesini kabul etmeyerek
doğrusu b. Cabir'dir demişlerdir. Ancak böyle denilmesi bu şekilde itiraz
yapanın bir yanlışlığıdır. Aksine onun (babasının) adının Cabir olduğu da Cebr
olduğu da söylenmiştir. Tam adı Abdullah b. Abdullah b. Cabir b. Atik'tir. Her
iki şekli sözkonusu edenler arasında İmam Ebu Abdullah el-Buhari de vardır.
Ayrıca Mis'ar, Ebu'l-Uneys, Şu'be ve Abdullah b. İsa da onun rivayetinde
"Cebr" demişlerdir. Allah en iyi bilendir.
"ResuluIlah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) beş mekkuk (mekakık) ile guslederdi ... "
Diğer rivayette ise "mekakı" denilmektedir. Mekkukun çoğulu mekakık
ve mekakı diye gelir. Burada muhtemelen mekkukten kasıt muddur. Nitekim diğer
rivayette (735) "bir mudd ile abdest alır, bir sa'dan beş mudde kadar su
ile de guslederdi" denilmektedir.
53 - (326) وحدثنا
أبو بكر بن
أبي شيبة.
حدثنا ابن
علية. ح وحدثني
علي بن حجر.
حدثنا
إسماعيل عن
أبي ريحانة،
عن سفينة (قال
أبو بكر: صاحب
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم) قال: كان رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
يغتسل بالصاع
ويتطهر بالمد.
وفي حديث ابن
حجر، أو قال:
ويطهره المد.
وقال: وقد كان
كبر وما كنت
أثق بحديثه.
[:-737-:] Bize Ebu Bekr b. Ebi Şeybe de tahdis etti. Bize İbn Uleyye
tahdis etti (H). Bana Ali b. Hucr de tahdis etti. Bize İsmail, Ebu Reyhane'den
tahdis etti. O Sefine'den -Ebu Bekr,
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in arkadaşı (Sefine'den) dedi- dedi
ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir sa' ile gusleder bir mudd ile
abdest alırdı.
Hadisin İbn Hucr yoluyla
gelen rivayetinde: Ya da şöyle dedi: Bir mudd onun abdestine yeterdi. (Ebu
Reyhane) ayrıca: O (Sefine) yaşlanmıştı ve ben onun hadisine pek güvenmiyordum,
dedi.
Diğer tahric: Tirmizi,
56; İbn Mace, 267
NEVEVİ ŞERHİ: "Bize Ebu Reyhane,
Sefine' den tahdis etti." Ebu Reyhane' nin adı Abdullah b. Matar'dır.
Ziyad b. Matar olduğu da söylenir. Sefine ise hem Resulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem)'in arkadaşı, hem onun azatlısıdır. Adının Mihran b. Ferruh olduğu
söylendiği gibi, Mahran, Ruman, Kays, Umeyr, Şenbe olduğu da söylenir. Meşhur
künyesi ise Ebu Abdurrahman'dır. Ebu'l-Bahteri olduğu da söylenmiştir. Ona
Sefine deniliş sebebine gelince, o bir gazada arkadaşlarına ait çok miktardaki
eşyayı taşımıştı. Bundan dolayı Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona:
"Sen Sefine (bir gemi}sin" buyurmuştu.
"Bize
Ebu Bekr b. Ebi Şeybe tahdis etti ... Onun hadisine güvenmiyordum."
Bu
rivayette geçen "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in arkadaşı
idi" sıfatı Sefine'ye aittir. Sözü geçen bu sözü söyleyen Ebu Bekr ise Ebu
Bekr b. Ebi Şeybe'dir. Yani onu bu şekilde nitelendiren yalnızca Ebu Bekr b.
Ebi Şeybe'dir. Ali b. Hucr ise onu bu şekilde nitelendirmeyip, sadece
Sefine'den demekle yetinmiştir demek istemektedir.
"Hadisine
güvenmiyordum" ibaresinde güvenmek anlamındaki fiil peltek "se"
harfi ile "vüsuk"tan gelmektedir. Asıl nüshaların çoğunda da
böyledir. Bununla birlikte bir topluluk da bu fiili beğenmek ve ondan hoşnut
olmak anlamında hemzeden sonra ye ve nun ve kaf harfleri ile rivayet
etmişlerdir ki bu da beğenmek, razı olmak demektir. (4/8)
"Yaşlanmışb"
diyen zat Ebu Reyhane' dir. Yaşlandığı söylenen kişi de Sefine'dir. Müslim
-yüce Allah'ın rahmeti ona- ise onun bu hadisini yalnız ona güvenerek zikretmiş
değildir. Aksine o bu hadisi daha önce zikretmiş olduğu diğer hadislere
mutabaat olmak üzere sözkonusu etmiştir. Allah en iyi bilendir.
*
Hayz Kitabı 3. ciltte devam etmektedir *
DAVUDOĞLU AÇIKLAMA: Hadis-i şerif muhtelif
rivayetleri ile Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) abdest ve guslü için
ne kadar su sarf ettiğini göstermektedir. Müdd ile Sa'ın neler olduğu yukarıda
kısaca arz edilmişti. Ancak sa' hakkında muhtelif rivayetler vardır. Bu husustaki
tafsilatı «Tecrid-i Sarîh» mütercimi merhum Ahmed Naîm beyden dinleyelim. Naîm
bey şöyle diyor:
«Sa':
Beş rıtl-ı Bağdadî ile bir sülüs rıtl (1/3) istîab eden kaba denir. Bir müdd de
bir sa'ın dörtte biri miktarıdır. Bu Şafiîler-den Nevevî 'nin verdiği hesaptır.
Ancak bu ölçek pek ihtilaflı olduğundan ihtilafların derecesini anlamak
istiyenler Kamus Tercemesi'nden müdd, sa', mekkuk, rıtl kelimelerine müracaat
edebilirler. (Aleyhisselatü vesselam)'efendimiz hazretlerinin muhtelif
miktarlarda su ile abdest alıp iğtisal buyurduklarına dair diğer pek çok
rivayetler de vardır. Buradaki miktarlar orta yapılı bir kimsenin yıkanacak
azası üzerinden akacak suyun en az miktarını gösterir. Bedenin azası üzerinden
su aktıktan sonra bu mikdarlardan da az su ile hades giderilebilir. İsraf
dedirtmeyecek ziyadesiyle de caizdir. Medine-i Münevvere'de kullanılan müdd -ki
fukaha arasında «Müdd-ü Nebevi» namıyla
maruftur- (4/3) rıtıl miktan alan bir hacim ölçüsüdür. Dört müdd bir sa'dır.
Ancak müdd ile sa'ın miktarlarını anlamak, mikyas tutulan rıtl'ın ne miktar
olduğunu bilmeye bağlıdır. Rıtl'ın ise Bağdadîsi, Şamîsi vardır. Yani birinin
küsuru İran, diğerinin ki Roma ölçüleri olup hesap edilince takrîbî bir miktar
gösteren iki ölçektir. Rıtl-ı Bağdadî
(130) daha doğrusu İmam Nevevî'nin tahkikine göre (900/7 ) dirhemdir. Esah olan
ikinci takdir isede kesirli olduğundan buna (10/7) dirhem; diğer tabirle bir
miskal katarak kesirsiz (130) dirhem itibar edilmiştir, deniliyor.
(4/3) rıtl olan bir müdd-ü nebevi bu hesaba
göre (1200/7) veya (130) dirhem
hesabına göre (520/3) dirhem eder ki en doğru hesap ve takdire göre bir
dirhem (3.0898) gram ettiğinden bu miktar su (0,530) yani yarım litreden biraz
ziyadece bir şey tutar. Bu miktar bu gün sucuların kullandıkları su bardaklarından
üçünün aldığı sudan azdır. Bu, İmam Şafîî ile Hîcaz fukahasının takdiri olup
Ebu Hanife ile Irak fukahasına göre ise müdd, iki rıtl olduğundan abdest
suyunun miktarı (1,06) litre eder ki; beş kadehten biraz ziyadecedir.
Rıtl-ı
Şamî : Kamus Tercümesi'nin rıtl maddesinde beyan edildiğine göre (12) okiyye ve
her okiyye (40) dirhem olduğundan bu hesaba göre (480) ve bir müdd (620) dirhem
olmak lazım gelirse de yine kamusun mekkük maddesinde tafsil edildiğine göre
bir okiyye (5/3) istar bir istar (9/2 ) mıskal, bir miskal de (10/7) dirhem
olduğundan bir rıtl yine İmam Nevevi'nin bildirdiği üzere (900/7) ve bir müdd
(1200/7) dirhem olmuş olur. Bu hesaba göre okiyye Kamus müterciminin rıtl maddesinde dediği gibi kırk dirhem değil
Hicazlılarm takdirine göre (75/7) ve Iraklıların takdirine göre (150/7) dirhem
olmuş olur. Meğer ki o maddede dirhem namıyla gösterdiği, başka ölçü ola.
Resul-i
Ekrem (S.A.V.)'efendimiz hazretlerinin buradaki rivayete nazaran abdest suyu
işte bu kadar az miktardadır. Gusül için kullandıkları su da bu rivayete
nazaran dörtten beş müdd kadardır ki; o da (4800/7) den (6000/) dirhem eder ki
aşağı yukarı (2,120) den (2,650) litreye kadar eder. Irak fukahasının müddu iki
rıtl itibar ettiklerine göre ise bu miktar takriben (4,24) den (5,3) litreye
kadardır.
Müslim'in
burada Ebu Bekr b. Ebî Şeybe 'den rivayet ettiği son hadisdeki tefsirinden
anlaşılıyorki Ebu Bekr b. Ebi Şeybe Sefine'yi Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem)'in sahabisi olmakla vasıflandırmış; Ali b. Hucr ise bu tavsifi
yapmayarak sadece ismini anmakla iktifa etmiştir. Hadisin sonundaki:
«Ihtiyarlamişti da ben onun hadisine itimad edemiyordum» cümlesini söyleyen Ebu
Reyhane ihtiyarlıyandan maksad da Hz. Sefine'dir. Müslim (Rahimehullah) bu
Hadisi ssir hadislere mütabaat için rivayet etmiştir.